Duygular Çiftler Arasındaki Dansın Müziğidir.
Ritim bozulur ve ilişkiler biter...
Türkiye’de de boşanma oranları her yıl biraz daha artıyor. 2017’de evlenen çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre %4,2 azalarak 569 bin 459 olurken, boşanan çiftlerin sayısı ise %1,8 oranında artarak 128 bin 411 oldu.
Boşanmaların %38,7’si evliliğin ilk 5 yılında, %20,7’si ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşti.
Boşanma nedenleri ve oranlarına baktığımızda ağırlıklı olarak ana başlıklardan bazıları ;
-Sorumsuzluk ve ilgisizlik eşten alınmak istenen duygusal ihtiyacı alamamak: %50,9
-Ekonomik sebepler : % 30,2
-Eşin diğer eşin ailesine karşı olan olumsuz davranışları ve çatışmaları: %24,6
-Eşlerin ailelerinin çiftlerin aile içi ilişkilerini karışmaları :%22,7
-Aldatma ve aldatılma : %20.7
-Eşin terk etmesi/edilmesi : %14,8
-Diğer Sebepler :%14,2
-Alkol ve Bağımlılık : %13,2
Bir ömür boyu mutlu olmak için evlilik hayatına adım atmış çiftlerin hayatında ve ilişkilerinde neler değişiyor ya da neleri fark edemiyorlar da boşanma oranları artmaya devam ediyor.
Bu artan nedenlerin ve sebep olan çatışmaların ve olumsuzlukların sadece çiftler değil özellikle de çocukların daha çok etkilendikleri de bir gerçek.
Yetişkinler olarak yaşanan bu çatışmaların çiftlerin arasındaki , ilişkiden kaynaklandığını, anne ve baba olmanın, ayrı bir özen ve sorumluluk getiriyor olmasının ayırdı, yapılamadığından dolayı gelecekte , çocukların da birer eş ve ebeveyn olma güvenliğini ve kaygılarını erken yaşlarda tohumları atılmış oluyor.
Mutsuz bir evlilik ,kendi yaşamlarına ve çocuklara hayata dair ,ilişkilere dair daha güvensiz ve umutsuz yarınların temelinin oluşmasına neden olabiliyor.
Evlilik için uygun kişi olmak,evliliğe uygun kişi bulmaktan daha önemlidir.Öncelikle kişi kendini tanımalıdır.
Evlilikte başarısızlığa yol açan kişilik yapıları;
-Mülkiyetçilik( benim param,benim isteğim,benim ailem)
- Tekelcilik ( Benim itiyaçlarım,Benim önceliğim)
-Tatminsizlik ( Olumsuza odaklanma,hep beklenti)
-Çabuk öfkelenme,Sabırsızlık( Anlık çıkışlar ve davanışlar)
-Güç hırsı ( Daha iyi şartlarda olma isteği)
-Titizlik( eşlere alan tanımama,Sürekli takıntılarla rahatsız etme)
-Yalan Söylemek ( Eşini kandırmak)
-Flörist tavırlar( Toplum içinde gözler hep etrafta)
-Sorumsuzluk ( Rollerin ve sorumlulukların karışması)
-İletişimsizlik ( Birbirinden uzaklaşma )
-Beklentileri sürekli suçlayarak ifade etme( Sen hep böylesin,sen şunu yapmadın)
Mutlu bir ilişki, bir ömür boyu ilişki yürütmek mümkün,Öncelikle birey kendini iyi tanırsa, neye ihtiyacı olduğunu ve neyi bulmak istediğini bilir ise ,sonra da partnerinin nasıl bir yapıda olduğunu neye ihtiyacı olduğunu bilirse ve iki tarafın ilişkileri uyum içinde ben-sen=bize dönüşebildiğin de ,güvenli bir bağ kurulur ve bu bağ oluşabilecek çatışmaları daha kolay başa çıkılmasını sağlar.